Tag Archives: kentsel dönüşüm

‘Günümüzde apartmanların kardeşliği mümkün değil’

Birgün / 07.05.2015 / KÜLTÜR SANAT

RÖPORTAJ: CENGİZ KILÇER

Filiz Elasu’yu 2012’de yayınladığı ilk romanı ‘Oyun’dan hatırlıyoruz. Son romanı ise ‘Gezi Apartmanı’ ; Gezi olaylarını anlatmıyor ancak Gezi’ye destek vermiş olan toplumsal kesimleri ve endişelerini, edebiyat sınırları içerisinde kısmen irdeliyor.

>> İlk romanınız “Oyun” 2012’de yayınlanmıştı. Araya bir dolu zaman, Türkiye’yi ve pek doğal olarak hepimizi ilgilendiren 2013 “Gezi” Haziran Direnişi girdi. Son romanınız ile, “Gezi Apartmanı” ile bu toplumsal hareketle ilişki kurabiliyor muyuz? Kurmalı mıyız?
Gezi hareketi olduğunda romanın seksen küsur sayfasındaydım. Kendimi garip bir durumun içinde bulduğumu, yazmaya devam edip etmemek konusunda bir an şüpheye düştüğümü itiraf etmeliyim. Ülkede hiç beklenmedik, özellikle orta sınıfların başını çektiği bir toplumsal hareket vardı, güzeldi, umut doluydu ve ben oturmuş, bir orta sınıf eleştirisi olarak nitelenebilecek, neredeyse distopik bir roman yazıyordum.
Sonuçta kitabı yazmaya devam ettim. Ben bir roman yazıyordum, bir tarih analizi ya da belgesel üretmeye çalışmıyordum. Edebiyat tabii ki toplumsal hareketlerden, bunları inceleyen sosyal bilimlerden faydalanabilir ama bambaşka bir kulvarda, biçemde varlık bulur. Yazar, aynı zamanda bir toplumun, kolektif bir bilincin ürünüdür ve hakikatin peşindedir. Şekli ne olursa olsun, bu hakikati yansıtması, son derece doğaldır.
Gezi Apartmanı, Gezi olaylarını anlatmıyor ancak Gezi’ye destek vermiş olan toplumsal kesimleri ve endişelerini, edebiyat sınırları içerisinde kısmen irdeliyor.

Okumaya devam et

Öznur Özkaya yazdı: “Kaybolmuş bir şeyler vardı”

oznur-ozkaya-yazdi-kaybolmus-bir-seyler-vardi
Filiz Elasu ikinci romanı “Gezi Apartmanı”nda; şehrin ve insanların modernleşmeyle birlikte nasıl değiştiğini bir apartman yaşamında örnekliyor. Etrafımızda yaşanan tüm olumsuzluklara nasıl da gözlerimizi kapattığımızı gündelik hayattan verdiği örneklerle somutlaştırıyor. Günlük yaşantımızda pek de önemsemediğimiz, zamanla kanıksadığımız yanlışları gözler önüne sererken doğru bir toplum yaratma yolunun doğru bireyler olmaktan geçtiğini anımsatıyor.

Okumaya devam et

Gezi Apartmanı: Herkes Alışıktı Belki de Yurdagül Sayıbaş

GeziAptKapak ON kGezi Apartmanı Filiz Elasu’nun ikinci romanı. İlk romanı Oyun‘da olduğu gibi bu romanda da yazar, toplumsal sorunların altını çizmeye devam ediyor. Yaşadığımız şehrin ve içinde yaşayan insanların modernleşme ile birlikte yaşadığı değişimi bir apartmanda somutlaştırarak anlatıyor.

Toplumsal hayatın temel taşlarından biri olan empati yeteneğimizi yitirdiğimiz zaman başkalarının acılarına duyarsızlaşıyoruz. Çevremizde olan biten bütün olumsuzluklar bize normalmiş gibi görünüyor. “Herkes alışıktı belki de…” (s. 35) Elasu romanında bu olayları yoğun bir biçimde anlatarak adeta gözümüze sokuyor. Derin uykumuzdan bizi uyandırmak için omuzlarımızdan tutup sarsıyor. Yaşadığımız ülkede, günlük hayatın içinde karşılaştığımız şiddeti gözler önüne sermekle kalmayıp anlattığı olaylarla bu şiddeti yaşatıyor. Gezi Apartmanı sakinleri ile yaşanan olayları dikkatli bir gözle okuduğumuz zaman empatinin olmadığı yerde ilişkilerde baş gösteren şiddet fiziksel şiddetin de önüne geçiyor. Romanın temel kahramanı Sacide bu sorunlar karşısında çileden çıkıyor.

Okumaya devam et

“Sarsma ve Sarsılma” Üzerine

 Altımızdan kayan “KAF”

Azis Nesin 1982 Anayasa’sının yüzde 92’lik bir oyla kabul edilmesine karşı tepkisini “Türk Halkının yüzde 60’ı aptaldır!” diye dile getirmeyip de “Türk Halkı’nın yüzde 85’si sarsılmış, vidaları gevşemiştir çünkü, deprem bölgesinde yaşamaktadır!” diye dile getirseydi kanımca o kadar tepki almazdı! Üstelik “Halkı mazur görün, sadece altındaki zemin değil, bulunduğu konum dolayısıyla, altındaki tüm politik, ekonomik, toplumsal temeller ardarda gelen depremlerle, artçı şoklarla habire sallanıp duruyor!” dese belki çok daha iyi anlaşılırdı. Delil olarak da, en basitinden Vikipedia’da bulabileceğiniz, aşağıdaki coğrafik (bilimsel) tanımlamayı gösterse, ülkemizin hem fiziksel hem de siyasal karakterini bir çırpıda özetlemiş olurdu. Okumaya devam et